Carl Rogers tarafından danışanı temele koyan yaklaşımdır. Rogers, belirli bir organik sorunu olmayan tüm insanların kendi sorunlarını giderme becerisinin bulunduğu hipotezini temel almaktadır. Bu yaklaşımı oyun terapisine adapte ederek çocukların tedavi sürecinde Virginia Axline kullanmıştır. Axline, çocuğu olduğu şekliyle ele alır. Çocuk, oyun terapi alanında kendi istediği gibi oyun oynar. Çocuğun bütün hareketlerinin terapist tarafından empati ile karşılanması ve teröpatik iyileştirici bir kuvveti barındırır (Özdoğan, 2014). Bu yaklaşım Yönlendirilmemiş Oyun Terapisi şeklinde de isimlendirilmektedir. Burada çocuğun kendinde bulunan, şahsını iyileştirme kuvvetine inanılır. Çocuğun oyuna katılmama veya oyunu gönlünce idare etme hakkı bulunmaktadır (Landreth, 2011).
Yönlendirilmemiş oyun terapisi, çocuğu koşulsuz kabul eden fakat oyun odasında sınırları ve kuralları olan bir yaklaşımdır. İlk görüşme anne babayla yapılır. Çocuk bekleme odasında bekletilmesi istenmez. Daha sonra çocukla terapotik bir bağ kurduktan sonra oyun yoluyla çocuğun dünyası keşfedilir.